Uzaktan Eğitime Devlet El Atmalı

UZAKTAN EĞİTİME DEVLET EL ATMALI

Uzaktan Eğitim İçin Pandemi Döneminde İnternet Parasız Olamaz mı?

EBA TV’de canlı ders izleyen öğrencilerin okulların açıldığı ilk günde sisteme bağlanma sorunları yaşaması son günlerin en önemli konularından biri oldu. Üstelik Bakan Selçuk iki farklı açıklama yapınca haklı olarak daha büyük bir kıyamet koptu.

Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, öğrencilerin EBA’ya bağlanamamasını önce “Bu iyi bir şey, EBA’ya çok talep var” dedi. Sonra da siber saldırı olduğunu söyledi.

Hangisi doğru olursa olsun, bu ülkeye hiç yakışmadı. EBA, okullarda işlenemeyen dersleri evlere taşımaya çalışan bir sistem, elbeette 18 milyon öğrencisi olan bir ülkede ders dinlemeye talep olacaktır ve olması zorundadır. Eğer devlet, pandemi döneminde her öğrencinin evine EBA kanalıyla da olsa hizmet sunamıyorsa vay halimize. Bir siber saldırı sonunda EBA yayınları zarara uğradıysa bu daha da büyük bir utanç. Devlet olmanın gereği mazaret bulmak değil, çözüm üretmek olmalıydı.

Pandemi döneminde uzaktan da olsa milyonlarca öğrencinin eğitimden yararlanamadığı anlaşılıyor. Bunun nedenlerinin birincisi; her türlü uzaktan eğitimin internet aracılığıyla veriliyor olması. Bu durumda eğitim faaliyetlerinin yürütülebilmesi için hem bilgisayara, hem  televizyona hem de internet erişimine ihtiyaç olacaktır.

Haydi her evde bir televizyon olabilir diyelim. Bu durumda üç çocuğu okul çağında olan bir ailenin evinde üç tane televizyon gerekebilir.

Ama her çocuğun bilgisayarı olmayabilir.

Her çocuğun internet bağlantısı olmayabilir ya da var olan internet paketi bu sistemi kullanmaya yetmeyebilir.

İşte devlet olmanın gereği burada ortaya çıkacaktır. Devlet zorunlu eğitimdeki öğrencilerinin bu eğitim alt yapısı konusunda bir araştırma yapmış mıdır? Yapmadıysa yaşananlar doğaldır. Ancak bırada uzaktan da olsa eğitim alamayan milyonların sorumlusu kim olabilir?

Keşke bu dönemin başında ciddi bir planlamayla uzaktan eğitim altyapısı oluşturulabilseydi. O zaman özel okul öğrencilerinin sahip olduğu eğitim fırsatına yurdun her köşesindeki çocuklar da kavuşur ve ülkemiz böyle bir duruma düşmezdi.

Eğitimdeki bu eşitsizlikleri önlemek için atılması gereken adımların atılmadığı, yapılması gereken yatırımların da ihmal edildiği anlaşılıyor.

Oysa ülkennin tamamnı kasıp kavuran covid-19 döneminde yüzyüze eğitimden mahrum kalan milyonlarca öğrencinin hiç değilse uzaktan eğitime katılarak bir eğitim yılını kaybetmemesi için bir şeyler yapılabilirdi. Güçlü bir devletin bunları yapması mümkün. Henüz öğretim yılının başındayken bazı önelmeler alınarak eğitimden uzak kalma olasılığı bulunan çocuklar için bir şeyler yapılabilir.

• Yerel yönetimlerin ve okul yöneticilerinin yardımıyla hangi öğrencilerin televizyonu, bilgisayarı ya da tableti olmadığı belirlensin, bu ailelere devlet eli uzansın.
• EBA yayınlarını izleyebilmek için her sınıfın derslerine ayrı ayrı şifresiz televizyon kanalı açılsın. (Uyduda saçma sapan yayın yapan kanallar bu dönemde devlet kararıyla bu amaçla kullanılabilir.)
• Bütün bunların dışında hiç olmazsa uzaktan eğitim alacak öğrenciler için ücretsiz internet hizmeti verilebilir. Yıllardır 1 GB internet için dünyanın parasını alan üç GSM operatörü, pandemi döneminde EBA ve zoom üzerinden yapılan uzaktan eğitimle sınırlı olmak üzere bu ülkenin çocuklarına katkı yapabilir. Ya da devlet bu şirketlere bunu yaptırır.

Milyonlarca öğrencinin eğitim dışında kalmasının kimseye bir yeararı olmaz. Bu yüzden bir kayıp kuşak ortaya çıkmamamalı. Devlet insana ne zaman lazım? Eğer yurttaşların kendini güvende hissedecekleri bir devleti varsa böyle bir dönemde devletliğini göstermelidir. İnsanımız için, çocuklar için ve geleceğimiz için...

Fatih Projesi ne oldu bilen var mı? Sanırım bazı kişiler ve tablet şirketleri çok yararlandı bundan. Ama eğitim için ne getirdi, bilinmiyor.

Keşke Fatih projesi için çöpe giden milyarlar, işte tam da bu dönemde bu amaçla kullanılabilseydi.