
Mustafa KOÇ Yazarın Tüm Yazıları
ÖZGEÇMİŞ Antalya Manavgat Ahmetler doğumluyum. İlkokulu orada okudum. Aksu İlköğretmen Okulunu bitirdikten sonra 4 yıl ilkokul öğretmenliği ve okul yöneticiliği yaptım. Daha sonra girdiğim sınavları kazanarak Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Eğitim (Pedagoji) bö...

ÇOCUKLARIN DÜŞÜNME ALIŞKANLIKLARI BAŞARIYI ETKİLER
Mustafa KOÇ
İnsanı öteki canlılardan ayıran en önemli farkın düşünme olduğu söylenir. Hatta “insan, düşünen bir canlıdır” sözüyle düşündüğümüz için insan olduğumuz vurgulanır. Toplum ve insan hayatının büyük değişimler ve devrimler geçirmesinin asıl nedeni de işte insanın bu düşünme yetisi olmalı. Sorunları düşünerek çözdüğümüz gibi düşünce yoluyla yeni ufuklara açılmanın ve bilinmezlerin açığa çıkarılmasının yolunu da buluyoruz.
Düşünce ve akıl, daima sorunlar karşısında en doğru olanı bulmaya yardım eder. Böylece düşünen insan, hayatın sorunlarıyla baş etmede daha başarılı olur. Önemli olan hayatı anlamak ve edindiğimiz bilgileri değerlendirmek için öncelikle bir düşünme alışkanlığı kazanmak, farklı düşünme yolları bulabilmek.
Okullarda öğrencilere, sadece bir problemin çözüm yolunu öğretmek yerine düşünme yollarını öğretmek ve onları düşünmeye sevk etmek daha etkili olur. Hani derler ya; "Bana bir öğün balık vereceğine, balık tutmayı öğret daha iyi..." İşte düşünmeyi öğrenmek balık tutmayı öğrenmeye benzer. Bunu alışkanlık haline getirdiğinizde hayatınızda önünüze daima yeni kapılar açılacaktır.
Çocuklar doğal olarak bizim gibi düşünmeyebilir. Oysa okullar ve öğretmenler olarak görevimiz onları düşünmeye yöneltmek ve bunu alışkanlık haline getirtmek olmalı.
İçinde bulundukları ortam, çoğu zaman çocuklara düşünme fırsatı da vermeyebilir. Karşılaştıkları her soruda hazır cevap bekleyen ana babalar, ya da sorular üzerinde öğrencileri düşünmeye özendirmek yerine cevabı söyleyiveren öğretmenler bazen onlara bu fırsatı vermeyebilir. Çocuk sormadan cevabı söyleyenlerle, teknoloji çağının kolaycılığı, hazırcılığı da buna neden olabilir. Eğer karşılaştıkları sorular ve sorunlar karşısında düşünme çabası göstermeyen çocuklar yetiştirmek istemiyorsak onları düşünmeye yönlendirmekten başka yol yok. İnternetler, tabletler, bilgisayarlar ve telefonlar zaten yeteri kadar çocukların beyinlerini tembelleştirip düşünmeyi engelliyor mu?
Çocuklarda düşünme alışkanlığını geliştirmek için okula, öğretmene, ana babalara ve medyaya büyük iş düşüyor. Uzun zaman isteyen ısrarlı ve sabırlı çabalarla bu beceriyi yerleştirmenin hiç de zor olmadığını söyleyebiliriz. Çünkü çocuklar hem daha az önyargılara sahiptirler hem de Z kuşağı dediğimiz bu çağın çocukları yeni şeyleri hızla kavramaya yatkındır.
Önemli olan Bunun için; her şeyden önce çocukların sorduğu sorulara doğrudan cevap vermek yerine, karşı sorular sorarak, onları düşünmeye zorlamalı ve mümkünse doğruyu kendisine buldurmalıyız. Böylece doğruyu yakalamak için kendisi de çaba gösterecek, sorgulamayı, araştırmayı ve keşfetmeyi öğrenecektir. Bunu yaparken soruyu ve cevabını bulmayı bir oyun haline getirmek öğrenmeyi kolaylaştıracaktır.
Çocukları, hayatta karşılarına çıkacak olaylar karşısında neden-sonuç ilişkileri üzerine düşündürmek son derece önemlidir. Yaşamdaki ve doğadaki her olayın, insan davranışlarındaki olumlu ya da olumsuz durumların mutlaka bir nedeni vardır. Bir olayı ‘’Neden? - Çünkü’’ ilişkisiyle anlamaya çalışmak düşünmeyi tetikleyici bir etki yapar. Hayatta karşılaştığımız her olayın mutlaka bir nedeni olduğunu öğrenirsek işte o zaman düşünmeye ve sorgulamaya başlarız.
Bu çağın çocukları doğaları gereği sabırsızdırlar ve acele karar verme eğilimindeler. Bu yüzden sınavlarda çok kolay bazı soruların bile sadece bu olumsuz alışkanlıktan dolayı yanlış yapıldığına yüzlerce kez tanık oldum. Sınavlardaki yanlışların, genellikle sorular üzerinde yeterince düşünmeden aceleyle verilmiş yanıtlardan ileri geldiğini rahatlıkla söyleyebilirim.
İşte okul ve sınav başarısı gibi hayat başarısı için de aynı yöntem geçerlidir. Doğruyu bulmak için çocukların düşünme alışkanlıklarını değiştirmeli, anlara bir sorun ya da bir konu üzerinde yoğunlaşabilmeyi öğretmeliyiz. Bir konuya odaklanabilmek, bir soruya yoğunlaşabilmek çocuktaki dikkat dağılmasının önüne geçmektir.
Bu da her alandaki başarıyı etkileyecek bir durumdur. O nedenle onlardaki kalıplaşmış düşünce alışkanlıklarını, kolayına kaçmayı, üstten bakmayı, ben bilirimciliği, "canım bu kadar kolaya mı sorulur" gibi algıları değiştirmek ve sabırlı olmayı öğretmek, başarıyı da büyük ölçüde artıracaktır.