![SELÇUK ŞİRİN YAZMIŞ](https://www.mkoc.net/imgs/950x534x2/438759405_18429754789034775_323435197548918909_n.jpg)
Prof. SELÇUK ŞİRİN YAZMIŞ
Eski Türkiye’de yoksulluk görünen, üzerine konuşulan, tartışılıp dert edilen bir meseleydi. Bir dönem Türkiye’nin en çok okunan yazarları yoksulluğu anlatırdı ki kitaplarında. Kariyerlerinin zirvesinde Tarık Akan ve Cüneyt Arkın bir işçi filmi olan Maden’de bir araya gelmiş, gişe rekorları kırmıştı. Cem Karaca hit şarkısında bir tamirci çırağının sınıfsal aşkını anlatıyordu.
Sonra?
Sonra 12 Eylül oldu ve yoksulluğu dert eden herkes ya içeri atıldı ya da sürgün edildi. Yeni rejim yoksulluğu görünmez kılma işinin dayakla çözülemeyeceğini bildiği için Özal’a kapıları açtı. O da Reagan ve Thatcher tarafından ince elenip sık dokunarak geliştirilen liberter (rugged individualism) söylemi Türkiye’ye moda bir akım olarak sundu. Ne diyordu o dönemin kullanışlı aptalları: Yoksulluk yoktur, fakirliği seçen birey vardır! Sistem yoktur, kişisel tercihler var. Fakirsen çalış ki senin de olur! Bu sayede fakirlik kişisel bir zaafiyet, zenginlik bireysel bir başarı olarak medyada ve televizyonda pazarlandı. Rolex saatin, istakozun gösterilmesi işte bu yüzden ayıp olmaktan çıktı.
Özal’la gelen bireyci yaklaşım pekçok krize dayandı ama bu son krize dayanamadı. Bunun temel sebebi bu krizin beyaz yakalıları da ciddi bir şekilde vuruyor olması. Eskiden doktor, mühendis, yöneticiler, medyada, sinemada, televizyonda başarılı işlere imza atanlar, esnaflıktan para kazananlar kendilerine rahat bir hayat kurup, çocuklarına güvenli bir gelecek sunabiliyordu. Son kriz işte bu grubun altındaki halıyı çekti. Artık sadece yoksullar ya da eski tabirle ‘ortadirek’ değil, ‘çalış senin de olsun’ dediği beyaz yakalılar da sefaletin altında eziliyor. Sisteme sadık, sınıfsal her türlü eleştiriye mesafeli, “Sen eski Türkiye’yi bilmiyorsun!” telkinleriyle büyütülmüş nesil bu günlerde sınıfsal konumunu keşfediyor. O yüzden eskiden başarı timsali sayılan Rolex ve istakoz artık sınıfsal bir gösterge işlevi görüyor. Alkışın yerini öfke alıyor.
@selcuksirin
...
Devamı @GazeteOksijen ‘de!