
YAÅžLI WARWICK
Çok güzel bir hikaye.
Yıllar sonra doÄŸduÄŸu çiftliÄŸi ziyaret etmek için arabası ile yola çıkan adam bir anda arabasını tarlaların arasında bir yerlerde çamura saplanmış bir halde bulmuÅŸtu. Araba ne ileri ne de geri gitmiyor, lastikler patinaj yapıyordu.
Bir süre direksiyon gaz ve vitesle uÄŸraÅŸtı durdu sonra da yakında görünen bir çiftliÄŸe yürüyerek gidip yardım istemeye karar verdi.
Çiftlikte bulduÄŸu yaÅŸlı köylü adamı dinledi, bulunduÄŸu yerden arabanın saplandığı yere ve arabaya baktı, sonra da “YaÅŸlı Warwick halleder” diye mırıldandı ve ayaÄŸa kalkıp çiftliÄŸin ahırına doÄŸru yürümeye baÅŸladı. Adam Warwick’in kim olduÄŸunu düÅŸünerek takip ettiÄŸi yaÅŸlı köylünün ahırdan yaÅŸlı ve kör bir katırı çıkardığını ÅŸaÅŸkınlıkla gördü.
Warwick bir ÅŸehrin adıdır ve batıda çiftlik hayvanlarına sevilen insanların ve ÅŸehirlerin isimlerini vermek garip deÄŸildir. Çiftçi bir balya da kalın halatı yüklendi ve arabanın yanına katır, çiftçi ve kazazede birlikte gittiler.
Yolda adam çiftçinin elinde kamçı olmadığını fark etti ve ÅŸaşırdı.
Arabanın yanına geldiklerinde çiftçi halatın bir ucunu arabanın tamponuna diÄŸer ucunu da Warwick in koÅŸumlarına baÄŸladıktan sonra da bağırmaya baÅŸladı; “Hadi Jack, hadi Ted, ha gayret Fred!, Hadi davran Warwick!” YaÅŸlı katır ismini en sonunda duyduÄŸu anda büyük bir gayretle ileri atıldı ve arabayı saplandığı çamurdan çekti çıkardı.
Adam çelimsiz yaÅŸlı katırın gücüne ÅŸaÅŸkınlıkla baktı sonra da köylüye teÅŸekkür etti ve sordu;
“Neden Warwick’in ismini söylemeden önce o kadar isim saydın?”
Köylü güldü ve soru ile cevap verdi;
“Warwick'in kör olduÄŸunu görmedin mi?” dedi ve konuÅŸmasını sürdürdü;
“Kendisini bir takımın parçası hissedince Warwick hep daha becerikli olur. EÄŸer kör olmasayd çamura gömülmüÅŸ arabayı asla yalnız başına çıkaramazdı. Bu kadar ismi sıraladığım zaman kendisi ile birlikte çalışan birkaç katır daha olduÄŸunu sandı, heyecana kapıldı ve üstüne düÅŸeni yapmak için olanca gayretini verdi”
Öyküde biri aritmetik öbürü geometrik olarak fayda arttıran iki kavram görüyoruz; "Yardım" ve "dayanışma." Bu öyküde dayanışmanın kendisi yok ama ruhu bile yeterli olmuÅŸ.
Dünyada ve Latin Amerika'da "vicdanın sesi" olarak nitelendirilen yazar Eduardo Galeano ne güzel özetlemiÅŸ:
Ben "Yardım" a inanmam. "Dayanışma"ya inanırım. Yardım çok vertikal (dikey), yukarıdan aÅŸağı doÄŸru bakan bir iliÅŸkidir. Dayanışma ise horizontaldır (Yatay). Ötekine saygıyı ifade eder ve ondan öÄŸreneceÄŸin ÅŸeyler olduÄŸunu hissettirir.
YardımlaÅŸmanın olmadığı bir dünya cehennem gibi olurdu. Ama dayanışmanın -Hele "öteki" ile birlikte yapılabilirse - olduÄŸu bir dünya cennet olur.
Bunun için de kafayı deÄŸiÅŸtirmek gerekiyor. Sizin gibi düÅŸünen ve davrananlarla tabi ki dayanışma kolay olur.
Ama sizin gibi düÅŸünmeyen "sizden" olmayanlarla ortak hedef ve üslubu yakalayıp dayanışmayı yaratabilirseniz üretilen fayda eÅŸsiz olur. Dayanışmayı yaratabilmek en büyük mücadelelerin kazananı olmaktan bile daha deÄŸerlidir.
Aslında bu öyküde Warwick hiç kamçı kullanma düÅŸünülmeden tamamen diplomatik bir maharetle "ikna" edilmiÅŸ