
TARİHTEN HAZIR CEVAPLAR
SIR SAKLAMAK
Yavuz Sultan Selim, birçok Osmanlı PadiÅŸahı gibi devletin selameti için sefer hazırlıklarını gizli tutarmış. Bir keresinde vezirlerinden biri ısrarla seferin yapılacağı ülkeyi sorunca, Yavuz ona:
- Sen sır saklamasını bilir misin? diye sormuş.
Vezir, Yavuz’dan cevap alacağı ümidiyle:
-Evet hünkarım, bilirim dediÄŸinde, Sultan Yavuz cevabı yapıştırmış:
-Ben de bilirim.
SUSTURUCU TEDAVİ
Zamane gençlerinden biri, bir toplantıda Akif’i küçük düÅŸürmeye çalışıp:
- Siz baytardınız, değil mi? Demiş.
Akif, istifini bozmadan şu cevabı vermiş:
- Evet, bir yeriniz mi ağrıyordu?
SOKRAT VE BİLEYTAŞI
Talebelerden biri Sokrat’a sormuÅŸ:
-Herkese güzel konuÅŸma dersleri verdiÄŸin ve onlara hitabet sanatını öÄŸrettiÄŸin halde, niçin sen de çıkıp bir konuÅŸma yapmıyorsun?
-Evlat, demiş Sokrat. Bileytaşı keskin değildir amma, en sert demiri bile keskin eder...
HAKLI ÖLÜM
Sokrat ölüme mahkum edildiÄŸinde, eÅŸi:
-Haksız yere öldürüyorsunuz, diye aÄŸlamaya baÅŸlayınca,
Sokrat:
-Ne yani, demiÅŸ. Bir de haklı yere mi öldürülseydim?
FATİH ve DİLENCİ
Fatih Sultan Mehmet, adamları ile gezerken, yanına sokulan dilenciye bir altın vermiş. Dilenci parayı alınca:
-Aman Sultanım, demiş. Koskoca bir padişah, kardeşine bu kadar para verir mi?
Fatih Sultan Mehmet, nereden kardeÅŸ olduÄŸunu sorunca, dilenci:
-İkimiz de Hazreti Ademin çocukları deÄŸil miyiz? demiÅŸ. Elbette kardeÅŸiz.
Sultan Fatih:
-Bu keÅŸfini sakın baÅŸkasına söyleme, diye gülümsemiÅŸ. DiÄŸer kardeÅŸlerimiz de pay isterse, sana zırnık bile düÅŸmez.
ÖLÜLER ÇİÇEK KOKLAMAZ
Amerikalı iÅŸ adamı, bir Çinliye alay ederek sormuÅŸ:
- Ölüleriniz, mezarlarına koyduÄŸunuz pirinçleri ne Zaman yiyecek?
Çinli başını kaldırmadan cevap vermiÅŸ:
- Sizin ölüleriniz, koyduÄŸunuz çiçekleri kokladığı Zaman.
ANLADIĞININ İSPATI
Tanıdıklardan biri, yazdığı romanın müsveddelerini Neyzen Tevfik’e göstererek fikrini sorar:
Neyzen beÄŸenmediÄŸini ifade edince, adam:
- İyi ama, der. Siz hiç roman yazmadınız ki!
Neyzen Tevfik şu cevabı verir:
- Ben yumurtanın tazesini bayatını iyi anlarım. Ama bu güne kadar hiç yumurtlamadım.
SULTAN ALPARSLAN
Sultan Alparslan 27 bin askeriyle Bizans topraklarında ilerlerken, keÅŸfe gönderdiÄŸi askerlerden biri huzuruna gelip telaÅŸla:
- 300 bin kiÅŸilik düÅŸman ordusu bize doÄŸru yaklaşıyor, der.
Alparslan hiç önemsemeyerek ÅŸöyle der:
- Biz de onlara yaklaşıyoruz.
NECİP FAZIL
Bir gün Necip Fazıl, bir üniversitede konferansa katılmış
Çıkıp her zamanki gibi Din ve Allah kavramı hakkında konuÅŸmuÅŸ
KonuÅŸması bittikten sonra, onunla karşıt görüÅŸlü olan bir Profesör, Necip Fazıl'a 'Siz önceden çıkıp farklı ÅŸeyler söylerdiniz, ÅŸimdi ise o sözlerinize çeliÅŸen ÅŸeyler söylüyorsunuz Yazdığınız ÅŸiirler hala ezberimdedir bu ne demek oluyor? '
Necip Fazıl'ın cevabı meleklere parmak ısırtacak bir cevap olur 'Benim geçmiÅŸim bir çöplüktür ve çöplükleri sadece köpekler kurcalar'
VAPURDA
Necip Fazıl vapurla Karaköy'e geçerken, yanına biri yaklaşıp:
"Üstad", diye sormuÅŸ "Peygamberlere ne diye gerek duyuldu, biz kendimiz yolumuzu bulabilirdik."
- Fazıl, okuduğu kitaptan başını kaldırmadan:
"Ne diye vapura bindin ki, yüzerek geçsene karşıya" cevabını vermiÅŸ.
(Alıntı)
***