"GEL BU Ä°ÅžTEN VAZGEÇ!"
ÖÄŸleden sonra kar beyaz sarıklı, aksakallı, cüppeli, mest lastikli bir milletvekili Mustafa Kemal PaÅŸa’yı 'Direksiyon Binası'nda ziyarete geldi.
Bugün meclis tatildi. PaÅŸa güncel, basit, sıradan tartışmalara hiç katılmayan bu olgun din adamını severdi. Hiç beklemeden kabul etti. Saygıyla karşıladı, yer gösterdi. Oturdular. Karşılıklı hal hatır sordular.
Hoca konuya girdi:
“Güzel PaÅŸam, sen bu millete Allah’ın bir lütfusun. Bugüne kadar sen beni hoÅŸ tuttun, ben de seni başımız bildim. Bu güvene dayanarak sana bir teklifte bulunmaya geldim.”
Mustafa Kemal PaÅŸa merakla,
“Buyrun” dedi.
“Anladığıma göre padiÅŸahlık gidiyor. Belki bir gün hilafet de tarihe karışacak.”
PaÅŸa gülümsemekle yetindi.
“Yüzlerce yıllık düzen deÄŸiÅŸecek; içeriden dışarıdan, bilir bilmez, birçok düÅŸman kazanacaksın. Hayatın hep tehlikede olacak. Bunları halkın iyiliÄŸi için yapıyorsun ama bakalım halk kadrini bilecek mi? Gel bu iÅŸten vazgeç. Kurban olduÄŸum Allah, sana yürü be kulum demiÅŸ. Saltanatı da, hilafeti de üzerine al. Bugünkü kudretine, ÅŸanına, bunların kuvvet ve ÅŸerefini de ekle. Tahtınla, devletinle, sarayınla, hareminle, hazinenle, keyfince yaÅŸa...”
Hoca derin bir soluk alarak sözünü tamamladı:
“Benim teklifim bu. Artık ötesini sen bilirsin.”
Mustafa Kemal PaÅŸa duygulanmıştı. Öne doÄŸru eÄŸildi.
“DediÄŸiniz doÄŸrudur. Bazı insanlar bilir bilmez bana düÅŸman kesilecek. Belki de hayatım sürekli tehlikede olacak.”
“Evet, evet!”
“Ama sevgili Hocam, milletin önüne düÅŸen bir adam artık kendini, keyfini, cebini, çıkarını, rahatını, ailesini, geleceÄŸini deÄŸil; milletin ihtiyaçlarını, zamanın gereklerini temsil eder. Bu yüzden tasvir ettiÄŸiniz hayat, hoÅŸuma gitse bile kabul edemem. Millet yolundan geri dönemem. Artık millet de buna izin vermez.”
Uzanıp sevgiyle hocanın elini tuttu:
“Ben bu görevi her türlü tehlikeyi göze alarak üstlenmiÅŸtim. Benim için hayır dua ediniz.”
Hocanın gözleri doldu. Karşısında rahatı, güveni, saltanatı, zevki, keyfi deÄŸil; halkının yararı için zoru seçen, öldürülmeyi, iftiralara ve haksızlıklara uÄŸramayı göze almış bir insan, adam gibi bir adam vardı. Saygıyla kucakladı...
