TOROSLARIN TÜRKÇESÄ° / 232 Sayfa
Halk aÄŸzında yaÅŸayan bazı sözcükleri, unutulmaktan kurtarmak için elli yıldır derlediÄŸim sözcükleri sözlük formatında Torosların Türkçesi adıyla kitaplaÅŸtırdım.
Dil varlığımıza ait olan bir tek sözün bile unutulmasını önlemek amacıyla yaptığımız bu çalışma, öÄŸretmen okulunda okuduÄŸum yıllarda baÅŸlayan bir çalışmanın devamıdır.
Anadilimi kazandığım topraklarda belleÄŸime kazınan bazı sözcüklerin benzerlerinin; NiÄŸde'den Konya'ya, Afyon'dan MuÄŸla'ya kadar uzanan Toros yörelerinde de kullanıldığı sonucuna varınca kitaba "Torosların Türkçesi" adını verdim.
PEGEM Akademi Yayınlarınca 2021 yılında basılan bu kitabın 1. Baskısı bitmek üzeredir.
Torosların Türkçesi, Türkiye ve Türkçe sevdası olan herkesin ve bütün Torosların çocuklarının kitaplığında bulunmaıldır.
Mustafa Koç
***
Kitaptan Bir bölüm:
GÄ°RÄ°Åž
Günlük kullanılan konuÅŸma dili daima bire bir etkileÅŸime açıktır. Belki de biraz korumasızdır. Bu nedenle eski ve köklü bir dil olmasına karşın Türkçe çeÅŸitli nedenlerle baÅŸka dillerin doÄŸrudan etkisi altında kalmış, yabancı kökenli binlerce sözcük günlük dilimizde yer edinmiÅŸ.
Buna karşın Toroslarda yaÅŸayan halkın aÄŸzındaki yüzlerce özgün sözcük, deyim ve söz, uzun süre bu etkileÅŸimin uzağında kalmış ve korunarak bugüne kadar yaÅŸamış. Bu kitap için örneklem alınan Manavgat Ahmetler ve yakın çevresinden derlenen sözlere bakınca asıl Türkçenin Toroslardan beslendiÄŸi anlaşılabilir. Özellikle TDK Derleme Sözlüklerindeki ÅŸaşırtıcı benzerlikler bu Toros vurgusunu açıkça ortaya çıkarıyor. *(Harita-1)
KuÅŸkusuz, bir dili yaratan da yaÅŸatan da o dilin halkıdır. Bir dil varsa onun yaratıcısı olan bir de halkı vardır. Zaten Türkçenin ana kaynağı, halk aÄŸzında yaÅŸayan sözler deÄŸil midir? Bugün birçoÄŸu unutulmuÅŸ, bazıları pek az kullanılan, bazıları da pek bilinmeyen sözcükler yönünden Toros yörelerinin çok zengin bir kaynak olduÄŸu anlaşılıyor.
Bu çalışma sırasında bütün Toroslardaki Türkmen boylarının yaÅŸadığı yerlerin önemli dilsel benzerlik taşıdığı görüldü. Yakından tanıdığımız Akseki, Serik, GündoÄŸmuÅŸ yaylalarındaki Türkçe ile yazılı kaynaklardan karşılaÅŸtırılan NiÄŸde Bor’dan Konya’ya; Silifke’den Alanya’ya; Manavgat’tan Afyon Sultandağı’na ve Isparta, Burdur, Denizli’den MuÄŸla’ya, hatta Aydın’a kadar uzanan coÄŸrafyadaki dil aynı kaynaktan besleniyor. TDK Derleme Dergileri bu düÅŸünceyi kanıtlayan örneklerle dolu. Akdeniz’e paralel uzanan yörelerdeki sözcüklerin akrabalığı bu düÅŸünceyi desteklemektedir.
Bu çalışma hiç deÄŸilse bazı sözleri kayda geçirerk Türk diline küçük de olsa bir katkı yapacaktır. Dil ve kültür hayatımızın her yanını yabancı sözcükler sarmışken; kentlerin caddeleri, sokakları, sinemalar, televizyon ekranları ve bütün medya adeta kültürel yönden iÅŸgal edilmiÅŸken ve herkes daha iyi Türkçe öÄŸrenme yerine daha iyi Ä°ngilizce öÄŸrenmeye özenirken, bir yandan da milleti olmayan bir uydurma dile, Osmanlıcaya övgüler düzenlenirken bu çaÄŸda Türkçeyle ilgilenmek de nereden çıktı diye düÅŸünenler olabilir. Olsun!
Torosların yüzlerce yıllık sakinleri; her ne kadar kırsal alt kültürlerini inatla koruyor olsa da çaÄŸdaÅŸlaÅŸmayı önemseyen, bilime ve teknolojiye inanan, yeniliklere, deÄŸiÅŸime ve geliÅŸmeye açık insanlardır ve Cumhuriyetin deÄŸerlerine sonuna kadar baÄŸlıdır. Ayrıca ilerleme ve deÄŸiÅŸim, bozulma demek deÄŸildir. Dahası, kendi deÄŸerlerinize yabancılaÅŸma demek hiç deÄŸildir; olmamalıdır da. Çünkü kendi kültürümüze yabancı kalarak evrensel kültürü anlayamaz ve bu kültüre katkı saÄŸlayamayız.
Tarihten süzülüp gelen, zengin bir geçmiÅŸe sahip büyük bir halkın mirasını yüklenmiÅŸ olan bu toprağın aydını için halkın diline ve kültürel deÄŸerlerine sahip çıkmak kutsal bir görev sayılmalı.
Türkçemiz, Kültürümüzün Bekçisi
Çağımızda savaÅŸlar artık silahlarla yapılmıyor. Günümüz dünyasında medyanın ve teknolojinin gücüyle çok açık ama amansız bir kültür savaşı var. Bu savaÅŸta yenilmemek için deÄŸerlerimizi yaÅŸatmak her yurttaşın görevi olmalı. Çünkü paranın gücüyle desteklenen egemen kültür, zaten sizin deÄŸerlerinizi yutmaya hazır, pusuda beklemekte.
Ä°yi eÄŸitilmemiÅŸ, belki kandırılmış ya da yabancı kültürün dayanılmaz çekiciliÄŸiyle bilinçli olarak yönlendirilmiÅŸ yığınlar; kendi özüne yabancılaÅŸabilir, kaybettiÄŸi deÄŸerlerin farkına bile varamayabilir.
Buna karşın cumhuriyetin okullarında doÄŸru eÄŸitim verilir, insanlarımız kendi kültürlerini doÄŸru öÄŸrenirlerse yakın bir geçmiÅŸe ait bir yabancı kültür, binlerce yılllara uzanan Türk kültürünü yok edemez. Ancak böyle bir tehdidin varlığını da göz ardı edemeyiz.
Günümüzde Türk dilinin doÄŸu ile batının kültürel emperyal baskısı ve tehtidi altında olduÄŸu biliniyor. Bu inançla Türkçemizin ana kaynağındaki sözleri unutulmaktan kurtarmanın uzun erimde ulusal bir görev olduÄŸu düÅŸünülmelidir.
Bu kitap, sadece bu amaca küçük de olsa bir katkı yapabilmek amacıyla yaklaşık elli yılda hazırlandı. Temelini ailelerimizden aldığımız ve doÄŸduÄŸumuz topraklardan belleÄŸimize kazınan sözlerle baÅŸlayan bu çalışma, daha geniÅŸ bir coÄŸrafyaya ait dil deÄŸerleriyle de karşılaÅŸtırılarak tamamlandı. Bu derlemenin bir tane Türkçe sözün bile unutulmasını önlemeye katkısı olursa bu topluma ve bu topraklara olan borcumuz az da olsa ödenmiÅŸ sayılacak.
Mustafa Koç
***
No: Kitabın kapağıyla ilgili görsellere ve Türkçenin Toroslardaki yol izleri haritasını yakından görmek için aÅŸağıdaki resimlere tıklayın.