NOKTA DERGİSİYLE RÖPORTAJ
GüneÅŸ Dershanesi Kurucusu Mustafa Koç, ülkemizdeki eÄŸitim sorunlarına dikkat çekerek, nitelikli yurttaÅŸ yetiÅŸtirmede yeteri kadar baÅŸarılı olamadığımızı ve sınav sisteminin sürekli deÄŸiÅŸtirilerek eÄŸitimde baÅŸarı saÄŸlanamayacağını söyledi. Koç, ayrıca dershanelerin kapatılmasının yanlış olduÄŸunu belirterek uyardı; “Bu süreçten en çok vatandaÅŸ zarar görecektir.”
Geride bırakılan eÄŸitim, öÄŸretim yılının planlanan hedefler açısından baÅŸarıyla tamamlandığını düÅŸünüyor musunuz? Bu konudaki deÄŸerlendirmeleriniz nelerdir?
Öncelikle eÄŸitimde planlanan hedeflerin doÄŸru saptanması gerekiyor. EÄŸer Türk EÄŸitim sisteminin amacı okul sayısını, öÄŸretmen ve öÄŸrenci sayısını artırmaksa eÄŸitime bütçeden daha fazla pay ayırmaksa bu hedeflere ulaşılmış olabilir. Ancak amaç, Milli EÄŸitim Temel Kanununda yazıldığı gibi yurttaÅŸlar yetiÅŸtirmekse hedeflere ulaşıldığından kuÅŸkuluyum. Herkesin dilinde eÄŸitim konuları var; ancak kimse okullarda verilen eÄŸitimden övgüyle söz etmiyor. Aileler, öÄŸretmenler, öÄŸrenciler, farklı gerekçelerle de olsa eÄŸitimden ÅŸikayetçi. Hatta aynı hükümetin deÄŸiÅŸen bakanları, öncekilerin yaptıklarının tam tersini getirdiÄŸine göre onlar da ÅŸikayetçi olmalı.
Elbette 16 milyon öÄŸrencisi olan bir ülkede herkesin memnun edilmesi mümkün olmayabilir.
Bizde eÄŸitim sorunları genellikle büyüdüÄŸü zaman tartışılır. Hala nasıl bir “nesil” yetiÅŸtireceÄŸimize bile tam olarak karar veremediÄŸimiz anlaşılıyor. Oysa eÄŸitimdeki sorunları doÄŸru tespit ederek bilimsel bir planlamayla çözümler üretilebilir. EÄŸitim sisteminde yapılan çalışmaların çoÄŸu, sorunları temelden çözmeye dönük deÄŸil; adeta bozuk yollara yama yapmaya benziyor. Ayrıca niceliÄŸi artırırken eÄŸitimdeki niteliÄŸi de artırmak gerekiyor. Bu nedenle eÄŸitimde daha kalıcı çözümler için genel bir mutabakatla, iktidarlar deÄŸiÅŸtiÄŸinde bile deÄŸiÅŸmeyecek bir devlet politikası uygulanmalıdır.
ÖrneÄŸin ilköÄŸretim ve lise sınav sistemleri on yılda, on beÅŸ kez deÄŸiÅŸtirilmiÅŸ. Hala öÄŸrencileri bir üst okula yerleÅŸtirmek için nasıl bir sistem uygulayacağımıza karar verebilmiÅŸ deÄŸiliz. GeliÅŸmiÅŸ ülkelere bakacak olursak, İngiltere’de, Fransa’da, Amerika’da uzun yıllar aynı sınav sistemi uygulanabiliyor. Sınav sistemi ile oynayarak, eÄŸitimin olumlu yönde deÄŸiÅŸebileceÄŸine inanmıyorum. Dershaneleri kaldırmak için getirilen sistem dershanelere olan ihtiyacı artırdı. Demek ki bir yerde bir yanlışlık var. Sistemin tümü ele alınmadan sadece sınav modelini düzenlemek sorunları azaltmıyor. Her yıl okullar kapanırken bazı sorunlar çözümlenmeden ve ağırlaÅŸmış olarak yeni yıla devrediliyor. ÖrneÄŸin bu yılın TEOG yerleÅŸtirmeleri, geçen yıl çok eleÅŸtirilen modeli de aratıyor.
2014-2015 eÄŸitim öÄŸretim yılının baÅŸarıyla sürdürülmesi için gerekli tedbirlerin alındığına, alınacağına inanıyor musunuz? GerçekleÅŸtirilmesinde yarar gördüÄŸünüz ancak gerçekleÅŸtirilmemesinden dolayı baÅŸarının olumsuz yönde etkilendiÄŸine iliÅŸkin tespitleriniz nelerdir?
Öncelikle bu baÅŸarıdan ne anladığımız önemli. Yani ne yaparsak eÄŸitimde baÅŸarı elde etmiÅŸ oluruz? Bunun iyi saptanması gerekir. Herkes eÄŸitim hakkından yararlanabilmiÅŸ mi? OkullaÅŸma oranı ne durumda? Okulların ve öÄŸrencilerin performans deÄŸerlendimeleri var mı? EÄŸitimde geri kalmış bölgelere fırsat eÅŸitliÄŸi saÄŸlayabilmiÅŸ miyiz? 45-50 kiÅŸilik sınıfları 25-30 kiÅŸiye indirebilmiÅŸ miyiz? Küçük yaÅŸta evlendirilen kız çocuklarının ne kadarını eÄŸitim hayatına katmayı baÅŸarabiliyoruz? Temel eÄŸitim veremediÄŸimiz çocuklar için ne yapılıyor? Bu sorulara cevap bulmak yerine ÅŸu kadar yeni okul binası yaptık, ÅŸu kadar kitap dağıttık ya da her yıl ÅŸu kadar öÄŸretmen atıyoruz söylemleri eÄŸitimdeki baÅŸarılarımızı artırmaya yetmez.
Elbette nicelik olarak büyüyen ülkede eÄŸitim alanında iyi niyetli çalışmalar da yapılıyor. Fatih Projesi çok iddialı bir proje; ancak arkası bir türlü gelmedi ve sadece öÄŸrencilere tablet dağıtılacağı akılda kaldı. Oysa “tabletli eÄŸitim” teknolojiyi çaÄŸrıştırsa da kimse sadece tabletle eÄŸitimin iyileÅŸtirilebileceÄŸini iddia edemez. Teknolojinin eÄŸitime katılmasına evet ama kaynakları savurmaya hayır dememiz gerekiyor.
EÄŸitimi iyiye götürmek için öncelikle nitelikli öÄŸretmen yetiÅŸtirmek gerekiyor. Okullarda sözleÅŸmeli öÄŸretmen sayısı artarken ve eÄŸitim fakültelerini bitirmiÅŸ 200.000 öÄŸretmen adayı KPSS ile boÄŸuÅŸurken Fen-Edebiyat mezunlarına öÄŸretmenlik hakkı tanımak eÄŸitim hedeflerine ulaÅŸmaya yardım etmez. Donanımlı öÄŸretmen yetiÅŸtirme amacınız yoksa projeler ancak kağıt üzerinde kalır. ÖÄŸretmen kalitesi yükseltilmeden eÄŸitim sorunlarını çözemeyiz ve verilen eÄŸitimin kalitesini yükseltemeyiz. Çocuklarını nitelikli düzeyde eÄŸitebilen sistem ancak baÅŸarılı olarak deÄŸerlendirilebilir.
Son yıllarda çok söylenen “Yeni Türkiye” eÄŸer çağın Türkiyesi olacaksa “yeni insanın” da ona uygun bir eÄŸitim alt yapısıyla hazırlanması gerekir. Bunun için eÄŸitimle ilgili kararları sadece siyasiler almamalı; eÄŸitimin bütün tarafları ana babalar, sivil toplum, üniversiteler ve eÄŸitimciler de sürece katılmalıdır. Sadece siyasi amaçlarla yapılan eÄŸitim uygulamaları kalıcı ve sürekli olamaz. Birinin yaptığını sonradan gelenler bozabilir ve çocukların geleceÄŸi deneme tahtasına çevrilmesin.
İnsanımız kitap okumuyor; bana göre ilköÄŸretimin ilk devresi hiç deÄŸilse öÄŸrencilere kalıcı bir okuma alışkanlığı kazandırmalı. Yıllık okunan kitap sayısı bakımından Japonya’da bir kiÅŸiye 25 kitap düÅŸerken Türkiye’de 6 kiÅŸiye bir kitap düÅŸmesi düÅŸündürücüdür. Kendimizi kandırmayalım; yaygın bir okuma alışkanlığı bile kazandıramadığımıza göre çağı yakalayacak nesiller yetiÅŸtirebilir miyiz?
Çocuklar okuma sevgisini, yurt sevgisini, kültürel deÄŸerleri, düÅŸünebilmeyi, kendi düÅŸüncelerini özgürce açıklamayı, demokrasi kültürünü okuldayken öÄŸrenmelidir. Bunları gerçekleÅŸtiremeyen eÄŸitim sistemine baÅŸarılı diyemeyiz.
Antalya’da eÄŸitim alanı için nitelikli çalışmaların sürdürüldüÄŸünü, verimli sonuçların elde edilmesi için gerekli plan, proje ve çalışmaların yürütüldüÄŸünü düÅŸünüyor musunuz? GerçekleÅŸtirilmesinde yarar gördüÄŸünüz ancak gerçekleÅŸmemesinden dolayı baÅŸarının olumsuz yönde etkilendiÄŸine iliÅŸkin tespitleriniz nelerdir?
“Ülkenin geleceÄŸi eÄŸitimdedir”
Sadece Antalya’ya bakarak genel eÄŸitim sorunlarını anlamak zor. Ancak Antalya özelinde baktığınız zaman her ÅŸeye raÄŸmen Türkiye geneline kıyasla Antalya’nın daha iyi bir durumda olduÄŸunu söyleyebiliriz. Hiç deÄŸilse okul ve öÄŸrenci baÅŸarılarının artırılması yönünde ısrarlı bir çaba var. İLBAP olarak bilinen örnek bir projeyle okulun, sınıfın ve öÄŸrencinin baÅŸarı grafiÄŸi çıkarılabiliyor. Bu projede bakanlığın olmasa da Antalya Milli EÄŸitim MüdürlüÄŸünün çok büyük emeÄŸi var. Bir Antalyalı olarak projede görev alan herkesi kutlamak gerekir. Türkiye’ye örnek olan bu proje daha da geliÅŸtirilebilir. Amerika’da, yapılan deÄŸerlendirmeler sonunda baÅŸarısız olan okullardaki kadrolarının dağıtıldığını okudum. EÄŸer Antalya örneÄŸinde olduÄŸu gibi okulların, yöneticilerin ve öÄŸretmenlerin performansları adil bir ölçeklendirmeyle deÄŸerlendirilirse herkes çalışmalarına çeki düzen verecektir. Yoksa çalışanla çalışmayan arasında bir fark olmazsa, bir de performans deÄŸerlendirilmelerinde haksızlık yapılırsa öÄŸretmen kadrolarından verim alamazsınız. “Devlete kapağı” atmak deyiminin ne anlama geldiÄŸini ve dilimize nasıl girdiÄŸini herkes düÅŸünmelidir.
Ülkenin geleceÄŸi eÄŸitimdedir. Bu toplumun yarınlarını ancak eÄŸitilmiÅŸ insanla deÄŸiÅŸtirebiliriz. İyi niyetli yerel çözümler yerine ulusal düzeyde sistem çözümlemeleri yapmalı, daha iyi eÄŸitim uygulamaları üretip yanlışlardan vazgeçebilmeliyiz.
Yeni eÄŸitim öÄŸretim yılında eÄŸitim bileÅŸenlerinin arzu edilen baÅŸarıyı elde edip etmeyeceÄŸine iliÅŸkin ön görüleriniz var mıdır, bu öngörülerinizi hangi gerekçelerle temellendiriyorsunuz?
Ben bu konulara daha genel bakmaktan yanayım. EÄŸitimci olarak arzu ettiÄŸimiz ÅŸeylerin gerçekleÅŸmesini tabi ki istiyoruz. ÖrneÄŸin dünya üzerinde temel eÄŸitimin bazı ölçütleri var. Çocuklara okuma ve yazma öÄŸretiyoruz, bunlar elbette yapılacak. Ancak okuma kültürü, tartışma kültürü ve demokrasi kültürü de okullarda verilecek. Çünkü eÄŸitim özetle; insanlarda davranış deÄŸiÅŸikliÄŸi yaratma iÅŸidir. Siz kitaplardan istediÄŸiniz kadar bilgiyi yükleyin, çocukta davranış deÄŸiÅŸikliÄŸi yaratamıyorsanız iyi yurttaÅŸlar yetiÅŸtiremezsiniz. Milli EÄŸitim Temel Kanununda yazılı olan eÄŸitim amaçları, sadece kağıt üzerinde kalmamalı.
Bilim ve sanatta ilerleme de okullarda verilecek eÄŸitimin kaltesiyle yakından iliÅŸkili. Demokrasi ve deÄŸerler eÄŸitimi de öyle. Okulda demokrarik yaÅŸama alışkanlıkları verilemiyorsa, ailede demokrasi yoksa, sokakta eÅŸitlik yoksa, toplumda adalet yoksa çocuklar bunları nerede öÄŸrenecek? Demokratik davranışlar, hoÅŸgörü kültürü, dayanışma, yardımlaÅŸma alışkanlıkları sevgi ve saygı ancak sosyal ortamlarda öÄŸrenilebilir. Çocuklarımız temel eÄŸitim becerileri yanında kendi düÅŸüncesinden olmayan insanlara saygı göstermesi gerektiÄŸini de okulda öÄŸrenecek.
Büyük paralar harcanan eÄŸitim iÅŸlerinde sonuç alamadığınız zaman kaynaklarınızı boÅŸa harcamış olursunuz. Ama her ÅŸeye raÄŸmen yeni eÄŸitim yılına baÅŸlarken umutlu olmak, hatalarımızı görme ve eksikleri tamamlama umudumuzu kaybetmemek gerekiyor.
Dershaneler kapatılmak isteniyor. 35 yıllık bir dershaneci olarak bu konudaki görüÅŸlerinizi alabilir miyim?
Dergideki ilk yazım dershanelerin kapatılmasıyla ilgili; buna girmeyelim ama kısaca ÅŸunu söylemeliyim: Dershanelerin kapatılması, haydi ticaret özgürlüÄŸünü boÅŸ verelim; en hafifiyle ailelerin çocuklarına eÄŸitim desteÄŸi alma hakkının engellenmesine neden olabilir. Dershaneler kapatılırsa fırsat eÅŸitsizliÄŸi ortaya çıkar ve bundan en çok dar ve orta gelirli aileler zarar görür.
Son olarak eÄŸitim konusunda vermek istediÄŸiniz mesajlar nelerdir?
EÄŸitim, her bireyi kendi yetenekleri ölçüsünde geliÅŸtirebilme iÅŸidir. Çağı yakalayabilmemiz için önce üreten bir toplum olmak gerekiyor. Bunun öncüsü elbette eÄŸitim olacaktır. Çünkü bizim en önemli deÄŸerlerimiz yer altındaki madenlerden daha çok yer üstünde yaÅŸayan çocuklarımızdır.
En büyük bütçeleri ayırdık diye öÄŸündüÄŸümüz eÄŸitimin amacı aslında nitelikli birey yetiÅŸtirmek deÄŸil midir? Nitelikli bireyden kastım; eÄŸitilmiÅŸ insandır. EÄŸitilmiÅŸ insan düÅŸünen, araÅŸtıran ve sorgulayan kiÅŸidir. 1923’te kurulan Cumhuriyet, kendine yeni bir yurttaÅŸ modeli çizmiÅŸ ve % 93’ünün okuryazar bile olmadığı bir ülkede, büyük bir okuma yazma seferberliÄŸi ile baÅŸarıya ulaÅŸtı. Cumhuriyetin kazanımları bazen küçümsenmek istense de ilk yıllarında atılan hızlı adımlar olmasaydı ülkemiz bugün burada bile olamazdı. Ama o yıllar geride kaldı. Bugünkü hedefimiz çağın insanını yetiÅŸtirebilmektir.
Kabul etmek zorundayız ki yeterli eÄŸitim alamamış, mesleksiz yığınların topluma ve ekonomiye katkısı azalır. Kendine yetebilen, teknolojiye uyumlu, en az bir yabancı dil bilen, özgür düÅŸünceli, milli ve manevi deÄŸerlere saygılı yurttaÅŸlara ihtiyacımız mı var? Bunu gerçekleÅŸtirmek için de eÄŸitim sisteminde kalıcı bir uzlaÅŸma saÄŸlanması gerekir.
GeliÅŸmiÅŸ dünyanın baÅŸardığı iÅŸi biz de baÅŸarabiliriz. Ancak ikide bir eÄŸitim sistemiyle oynayarak “nasıl bir yurttaÅŸ” yetiÅŸtirileceÄŸi konusu artık tartışma konusu yapılmamalı. Yıllardır bu yönde yapılan müdahaleler hem öÄŸretmen yetiÅŸtirmeye hem yurttaÅŸ yetiÅŸtirmeye hem de ülkenin birlik ve huzuruna zarar veriyor. Her bakan deÄŸiÅŸikliÄŸinde sistemde yapılan denemeler zaman kaybına yol açıyor ve eÄŸitimde bir model üretilemiyor.
EÄŸitime harcanan kaynakların ziyan edilmesi ulaÅŸabileceÄŸimiz hedeflerden uzak kalmamıza neden olmasın. Bu sorunları aÅŸarak toplumsal huzuru saÄŸlayacak, uzlaşılmış bir eÄŸitim sistemini, deÄŸiÅŸtirmeden 10 yıl kesintisiz uygulayabilirsek ülkemizin yarınlarına en büyük yatırımı yapmış oluruz. “Muasır medeniyete” ulaÅŸmanın yolu, her bireye eÅŸit olarak sunulmuÅŸ çaÄŸdaÅŸ ve demokratik bir eÄŸitimden geçiyor.
Yeni eÄŸitim öÄŸretim yılında tüm öÄŸretmen ve öÄŸrencilere baÅŸarılar, ailelere de sabırlar diliyorum.