Bir Dershaneci Diyor ki - 2
DERSHANELER KAPATILSIN
Mustafa KOÇ / Antalya Güneş Dershaneleri Kurucusu
Öyle sanıyorum ki hiçbir sektör, dershanecilik kadar haksız yere hırpalanmamıştır. İşin garip tarafı, bu hırpalanmaya karşı 4.000 dershane adına kararlı bir karşı görüş de belirtilememiştir. Hatırı sayılır üç tane dershaneler birliği örgütü olmasına rağmen sektör içinde bir birlik olmadığı için dershanecilik adına güçlü bir ses de çıkmıyor. Kısmen örgütsüz ve sahipsiz olunca adeta önüne gelen saldırıyor. Adeta suç işlemiş gibi savunma halinde bırakıldık.
Tuhaftır, dershanelere pek de dostça yaklaşmayanların çocukları da dershanelere gidiyor. Televizyonlara çıkan, ünlü bir kolejin temsilcisi özellikle dershane muhalifliğinin öncülüğünü yapıyor. Ama o kolejin öğrencileri de destek almak için dershanelere koşuyor.
Bunca tartışma arasında konuşmanın zor olduğunu biliyorum. Ancak bir eğitimci gözüyle dershaneler üzerinde yoğunlaşan eleştiriler konusunda bir şeyler söylemek, konuya bir de başka açıdan bakmak gerektiğini vurgulamak istiyorum.
Bazı kesimler durmadan, bilinçli ya da bilinçsiz, “dershaneler kapatılsın” korosuna destek verirken düşündüm ve karar verdim. Bu koroya bir dershaneci olarak ben de katılıyorum: “Evet, madem ki eğitim sistemini bir türlü düzeltemiyoruz; bozuk eğitim yapımızın bir sonucu olan bu dershaneler bence de kapatılsın. "
Nedir dershane? Gelecekte akademik yönden daha iyi yerlere gelebilmek için, iyi okullarda okuyabilmek için başarı puanlarını yükselten ve sosyal ilişkilerini geliştiren öğrenciler, sonuçta okul dışı zamanlarda biraz daha Matematik, Türkçe, Fen Bilimleri çalışıyor; bunun sonunda da bilgi düzeylerini yükseltebiliyor. Aslında herkesin kabul ettiği bir gerçek var: Dershaneye gidenlerin bilgi ve puan ortalamaları her zaman yükselmiştir. Okumayı, yazmayı fazla sevmeyen bir toplumda hiç değilse çalışkan olanların, çalışma isteği duyanların biraz daha ders çalışmasından bu topluma ne zarar gelebilir? Ama öyle değil işte, bu "dershaneler kapatılsın" korosu kararlı!
İyisi mi gelin, bir de şu açıdan bakalım: Okullara çeki düzen vermeye gerek yok, önce bu dershaneleri kapatalım.
Dershaneler kapatılsın ki çalışkan öğrenciler daha az çalışsınlar, sınavlarda daha az puan alsınlar, ders başarıları azalsın ve ülkenin dünya ölçeğinde zaten dibe vurmuş olan akademik öğrenme düzeyi daha da düşsün, sınavlarda "sıfır çekenlerin" sayısı daha da artsın.
Dershaneler kapatılsın ki çalışkan öğrencilerin önü kesilsin, çalışmanın prim yapmadığı bir ortamda tembellik ödüllendirilsin, çalışarak daha yüksek puan alanların yerine başkaları geçsin ve iyi okullarda onlar okusunlar.
Her aile çocuğuna saati 100 liradan özel ders aldırabilir mi? Dershaneler, özel ders parası veremeyen alt ve orta gelir düzeyindeki ailelerin çocuklarına saati ortalama 2 ile 8 lira arasında değişen küçük bir ücretle bu hizmeti vermeye çalışıyor.
Kapatalım şu dershaneleri, özel dersin saati 300-500 liraya fırlasın. Böylece saati bir sigara parası bile etmeyen ücreti iyi kötü verebilen fakir fukara çocukları, işçi, memur çocukları evinde otursun, iyi okullara gidemesin. Ne diyelim, herkes parası kadar okusun.
Okula yardımcı eğitim kurumları olarak yasayla açılan şu dershaneleri kapatalım. Kapatalım da boş gezen gençlerin yolunu gözleyenler bayram etsin, gençler arasındaki suç oranları yükselsin. Dershaneler kapatılsın ki zararlı işlere kapılabilmeleri için onlara daha çok boş zaman yaratılsın. Hiç değilse boş zamanlarının birazını dershane gibi eğitim ortamlarında geçiren gençleri avlamak için köşe başlarında bekleyen simsarlar, onlara daha kolay ulaşsın; terör ve suç örgütleri, çeteler, her türlü karanlık işlerin döndüğü karanlık sokaklar onları kucaklasın.
Bugün dershanelerde 100.000'in üzerinde çalışan, on binlerce deneyimli, nitelikli öğretmen var.
Gelin şimdi dershaneleri kapatalım, atama bekleyen 200.000 öğretmenin arasına onlar da katılsın, böylece işsizler ordusu biraz daha büyüsün.
Dershaneler kapatılsın ki kayıt dışına itilsin; merdiven altı dershaneciliği daha da çoğalsın; devlet, aldığı KDV’den, gelir vergisinden, SGK payından, stopaj ve kurumlar vergisinden mahrum kalsın. Binlerce bina boşalsın, matbaa ve yayın sektörü, kağıt sektörü, ulaşım ve taşımacılık sektörü gibi onlarca sektör zayıflasın, buralarda çalışan binlerce insan işini kaybetsin.
Yine dershaneler kapatılsın ki ücretsiz okutulan ihtiyaç sahibi yaklaşık 150.000'den fazla fakir öğrenci ve çeşitli başarı indirimleri kazanan binlerce öğrenci bu imkandan mahrum kalsın.
Bu listeyi daha fazla uzatmaya gerek yok. Bazı kesimler, bizim çocuklarımızı bizden daha çok seviyor olmalı ki dershaneleri "günah keçisi" ilan ediyor. Madem öyle; gelin, bu kadar muhalefet edilen şu dershaneler bir an önce kapatılsın! Belki böylece aileler, bir ders saatine 3-5 lira para vermekten, çocuklar da derslere daha çok zaman ayırmaktan kurtulur. Kim bilir, belki de Türkiye'nin eğitim sorunları bu şekilde çözülmüş olur ve herkes rahatlar…
Ne dersiniz? Bütün bunların gerçekleşmesi için dershaneler kapatılsın mı?