ASIRLIK ARDIÇ AĞACININ HİKAYESİ
Kaç Asırlık Ardıç Ağacı Artık Yok
Ahmetler'in altında, büyük bir mağara var. Mağaranın üstündeki alana, bu inden dolayı "İnbaşı" deniyor. İşte bu İnbaşı'nda kaç yüz yıllık olduğunu bilemediğimiz ulu bir ardıç ağacı vardı. Bu ağaç köyün eski yaşantısında kutsal bir uğrak yeri olarak biliniyor.
Büyükler daha önce bu ağacın dibinde büyük köşeli taşlarla yapılmış bir türbe olduğunu anlatılır. Şimdi Antalya’da yaşayan Terzi Osman Varol, çocukluğunda oradaki türbenin içinde para bulduğunu hatırlıyor. Türbenin de zamanla yıkıldığı ve tarihi kesme taşların ortadan kaldırıldığı söyleniyor.
Benim hatırladığım kadarıyla eskiden bir derdi olan, bir hastalığı ya da bir sorunu olanlar kendi elbiselerinden bir parça bez keserek bir çivi ile bu ağaca çakardı ve bu ağacın derdine derman olacağına inanırdı. Bu nedenle herkes bu ulu ardıç ağacını kutsal bir uğrak yeri olarak görürdü. Dahası eski yıllarda köylüler dertlerinin çaresini ararken yetişkin kadınlara bıçak koydururlardı. Su dolu üç tasın her biri bir çare kapısını temsil ederdi. İnsanlar dertlerinin çaresinin bu kapılardan birinde olduğunu düşünürdü. Her tas belli bir çare kapısıydı. Örnek olarak biri hocayı, biri türbeyi, biri de daha uzaktaki bir yeri ya da bir kişiyi gösterirdi. Tasların içine para, makas, iğne gibi metaller atılır; sabah hangi metalde paslanma varsa çare orada aranırdı. İşte eğer ardıç ağacının dibindeki türbeye adanmış olan tasta küflenme olmuşsa derdin çaresi türbedeki bu ardıç ağacında aranırdı.
Nereden geldiğini bilmediğimiz bu alışkanlık, bizim kuşakla birlikte sonradan kayboldu. Belli ki cumhuriyetin aydınlatıcı kokusuyla hurafeler de uçup gitmişti. Ancak bu kutsal ağaç, üstündeki yüzlerce çivi iziyle bugünlere kadar yaşadı. Ne var ki 2019 kışındaki bir fırtınada kökünden yıkılarak tarihe karıştığını sonradan duyduk. Orayı tekrar ziyarete geldiğimizde ise fırtınaya dayanamayan koca ardıcın bedeninden odunlar yapıldığını görüp üzüldük.
Ahmetler'e gelenlerin mutlaka ziyaret ettiği bu seyir bölgesi hala herkesin uğrak yeri. Şimdi çevre düzenlemesi yapılarak güvenli hale getirildi ama artık bu kutsal ardıç ağacından yoksun. Köyü ziyaret edip de bu ardıç ağacının önündeki vadiye, karşı kayalardaki kartal yuvalarına ve Güğlen dağına bakarak fotoğraf çektirmeyen yoktur. 2013’teki HES mücadelemiz döneminde HES için Ahmetler'e destek ziyaretine gelen bütün misafirler gibi Antalya Ormancılar Derneği üyeleriyle de burada hatıra fotoğrafları çektirmiştik.
Böyle bir ağacı yeniden yetiştirmek için kaç asır gerekiyor, orman mühendislerimiz belki cevap verebilir. Ama ne yazık ki bizim kutsal ardıç ağacımız artık asla geri gelmeyecek.
Yıkılıp oduna çevrilmesinden haberimiz bile olmadı. Köylüler, ısınmak için bu ardıç ağacının gövdesini yakacaklar. Ancak kim bilir kaç insanın derdine derman olan bu kutsal ağacın bir anda ortadan kaybolması benim de yüreğimi yaktı.
***
İnbaşındaki Asırlık Ardıç Ağacıyla ilgili görseller için aşağıdaki albüme bakmadan geçmeyin.
***
Bu ağaçla ilgili olarak Emekli öğretmen Ali Varol'un da söyleyecek sözü var.
Ali Varol'un yazısını okumak için de burayı tıklayın.